14 Şubat 2014 Cuma

Bana yardım etmezsen yükselemezsin kardeşim

Geçen yıl son gece duyup katılamadığım one billion rising hareketine bu yıl katılabildim. Ne mutlu bana ki bir milyar kadının sesine ses oldum, onlara soluk verdm. İki hafta boyunca birbirinden farklı, birbirinden renkli insanlarla tanıştım. Hiç tanımadığım insanlardı ve renkleri öylesine güzeldi ki... Onların ışıkları çekti beni, gülümsemeleri, inançları, direnmeleri, yüreklerindeki umudun ateşi...
Hepsi birbirinden farklı onlarca kadın! Birlikte dans ettik, terledik.
Günler geçtikçe aramızdaki tebessümler yerini kahkahalara bıraktı. Biz barış için, kadınlar için oradaydık. Bekareti herkesi ilgilendiren, etek boyu namusunun göstergesi bilinen, eğitim hakkı elinden alınan kadınlar için oradaydık.
Ayaklanmaya yaklaştığımız her gün biraz daha heyecanlandık. Heyecanlarımızı da paylaştık. Onlarca kadın diyorum dostlar her şeyi bir kenara bırakıp kadınlar ölmesin diye, kadınlar kuluçka makinesi görülmesin diye, kadınlar eve hapsedilmesin diye, kadınlar tecavüze uğradığında kirli görülmesin diye her gün disiplinli biçimde çalışmalara geldiler. Üstelik hepsinin ikiden fazla rolü vardı toplumda. Sadece anne veya eş değil onlar. Tüm sorumluluklarına bir de kadınlar için direnmeyi üstlendiler. 

Ortak noktamız kadındı, kadına yapılan zulümdü. Devlet, koca, töre, cinayet ablukasını dağıtmaktı maksadımız; sesimizi dansla, eğlenerek, gülerek duyurmaktı. Şunu çok iyi biliyorduk ki: "Gülmek devrimci bir eylemdir." Herkese gülümsedik. Bize saygısızca bakan, saygısızca ve savurganca konuşan erkekler dahil! 
Çığlığımızı yazılara döktük. Onca yazı ve dahası da var... Ne de olsa söz uçar yazı kalırdı. Nitekim öyle tabi. Neticede istediğimiz haklarımız dışında şeyler değildi; yaşamaktı. Bunu söylemek dahi ne kadar utanç verici. Yaşamak için Tanrı bizi yaratmışken örümcek kafalı insanlar ne hakla yaşamımızı elimizden alır? Ne hakla üzerimizde söz sahibi olurlar? Ne hakla eteğimizin boyuna bakarak namusumuz hakkında yargıya varırlar? Ne hakla bizi sevmediğimiz bir adamın koynuna sokup ondan çocuk doğurmamızı beklerler? Eğitim dostlar! Eğitim ailede başlar. Görevi sadece öğretmene yüklemek doğru değildir. Çocukların etrafında olan, çocukla iletişim halinde olan herkes çocuğun eğitiminden, ahlakından sorumludur. İNSAN'a saygı duyan çocuklar yetiştirmeliyiz. Evrensel değerlere sahip çıkan çocuklar yetiştirmeliyiz.
Biz tüm hazırlıkları sürdürürken etraftan toplanıp bizim dansımızı bekleyen insanlar vardı. Hiçbirini tanımıyorduk. Sadece kadınlar için, dans için oradaydılar. 
Kardeşlerimiz seslerimizi duyup yaklaştılar. Git gide büyüdük, genişledik, arttık. Yükseldik hep birlikte!
Hiç tanımadığımız insanlarla kol kola dans ettik. Sıkıntılarımızı paylaştık birlikte. Birbirimize sarıldık, destek olduk. Çünkü biz merhameti tükenmeyecek olan kadınlarız. Çünkü bizim dilimiz barış, sevgi. Ve biz zincirlerimizi kırdık sıra sizde!

Dans görüntülerimiz mi? İşte burada :)



En dipnot: Tanrı'nın yarattığı kadının yaşamını elinden almak onu kısıtlamak kimin haddine ki zaten?