9 Ekim 2013 Çarşamba

AŞK'LA; BARIŞ

Yazarken insan duygularını anlatır. Üzüntülerini, sevinçlerini, heyecanlarını, coşkularını, aşklarını, savaşlarını, barışlarını…
Denir ki insan mutluyken yazamıyor. Bunun zor olduğu doğru ve ne kadarını başarabileceğim bilmiyorum; ama bir yerden başlamalıyım. Beni bu yazıya iten, zorlayan bir şeyler vardı ve sonunda galip geldi diyorum ve:
       AŞK’LA; BARIŞ
İnsanlar neden aşık olur? Kötü bir giriş cümlesi oldu; ama asıl beyni bulandıran bu değil midir? Cevap veremeyiz; çünkü tek bir cevabı yoktur bu sorunun. Birini yakın görmek isteriz kendimize. Peki neden bu dostlarla yetinmekle ya da aileyle yetinmekle kalmaz? Her sevincimizi, hüznümüzü, coşkumuzu, kızgınlığımızı, dargınlığımızı paylaştığımız yakın insanlardansa dahasını isteriz hep. Sonra ‘daha’ olan insana sevgili deriz, hayatımızdaki sevgisinin karşılığına da aşk.
Çoğu zaman savaşlar içerisinde kalmaz mıyız peki aşıkken? Aşk dediğimiz şey kişiliğimizle, duygularımızla, diğer insanlarla, mantığımızla, hüznümüzle, mutluluğumuzla ve sayamadığım daha nice şeyle çatışmamıza neden olmaz mı? Olur. En sonunda üzülürüz. Sonra “Ben aşka küstüm deriz. Çekeriz kendimizi aşkla yaklaşan insanlardan. Oynamıyorum!” deyip iteriz elimizin tersiyle doğru insanları.
Bazen de tüm bu hüzünlerimize rağmen aşkı özleriz; çünkü sevinç, huzur, ümit, birlikte olmanın verdiği güven, destek duygusu vardır; hüznü yenen, kalbi taraf, aklı bertaraf eden.

Düşünün: mutlu olma ihtimali bile yeter kalbimizi kandırmaya. Kandırın kalplerinizi. Sevgiye açın.
Aşk içinde barışı barındırır en az savaş kadar. Bence aşkla barışmanın vaktidir. Size de tavsiyem: AŞKLA BARIŞIN.


Yazmaya iten şarkı : Gözleri Aşka Gülen - Zeki MÜREN  
Gözlerinizin aşka gülmesi dileğiyle iyi dinlemeler, okumalar.